Dolaştığım üniversitelerin çoğu da büyük sayılabilecek üniversitelerden.
Üniversitelerde okuyan öğrenciler içinde, aldıkları eğitimden ve halinden memnun olanlar olduğu gibi olmayanlar da azımsanmayacak oranda.
Öğrencilerin büyük çoğunluğuna bakarsak; güzel hayallerle ve binbir zorlukla kazandıkları okullarında mevcut sorunlardan bahsediyorlar.
Düşledikleri üniversite ile karşılamamış olmanın verdiği hayal kırıklığını yaşıyorlar.
Üniversitelilerin sıkıntıları aslında öyle çok ki…
Kimi fakültesinde bölümü ile ilgili bir laboratuvar bulunmadığından, kimi de eğitimle ilgili uygulama olanaklarının eksikliğinden yakınıyor.
Yabancı dil eğitiminin bir üniversite düzeyinde olmadığını söyleyenden, bazı öğretim üyeleri dersleri hızlı anlattığı için bir çok konuyu anlayamadıklarını söyleyenlere kadar, çeşit çeşit yakınmalar dile geliyor.
Hatta bazı derslere öğretim üyelerinin geç girdiğini söyleyen ve eğitimden hiç mi hiç memnun olmadıklarını anlatanlar da var.
Bazı öğrenciler ise üniversitelerdeki sorunların, çok kısa zamanda değil uzun vadede çözülebilecek durumda olduğuna inanıyor…
Bence de haklılar. Çünkü bahsettikleri sorunlar öyle hemen kısa bir sürede çözümlenecek gibi görünmüyor…
Üniversitelerdeki sorunların kaynağına ne derseniz deyin…
İster akademik kadro yetersizliği, ister araştırma paylarının gittikçe azalması, isterseniz de devlet üniversitelerine ayrılan bütçelerin az oluşu deyin…
Durum ortada…Üniversiteler artık öğrencilerin ilgisini çekecek kurumlar haline getirilmeli…
Dünyanın bir çok yerinde üniversitelerde bilim adına çok güzel araştırmalar, eserler ortaya konuyor.
Bizde de hala bu kurumların yapısı tartışılıyor.
Bu gün yapılan tartışmalar, aslında yetersizlikler üzerine değil de bilimsel tartışmalara yönelik olsa ne güzel olurdu.
Üniversiteliler hep konuşuyor, tepki veriyor, ciddiye alınıyor ya da alınmıyorlar.
Üniversiteler ile ilgili yapılacak bütün değişiklikler, orada okuyanların istekleri değerlendirilerek yapılmalı.
Gençlerin isteklerinin gerçek anlamda dikkate alınması ve gerçekleşmesi yükseköğretimin yeni ve çağdaş bir yapıya kavuşması için şart.
“Üniversitelerdeki gençlere de güvenmeliyiz, söz hakkı tanımalıyız” demekle olmuyor…
Bir an önce gidip görüp onları dinlemek gerekiyor…
Onlar üniversitelere daha fazla ödenek ayrılmasını, imkanlarının genişletilmesini ve yaşanan sıkıntıların bir an önce çözüme kavuşturulmasını bekliyor…
Açıkçası.. onlar artık konuşulanları dinlemek değil, gerçekten üniversiteler adına olumlu bir adım atıldığını görmek istiyor.