Üniversitelere bağlı bazı meslek yüksekokullarındaki olumsuzlukları daha önceki yazılarımda defalarca dile getirdim. 

Ülke ihtiyaçları göz önüne alınmadan açılan yüksekokullar, sınavsız geçiş sisteminin sonuçları, bu okullardaki öğrencilerin nitelikleri ve eğitim kalitesi değindim konular arasındaydı. 

Bu gün bu kurumlarda görevli öğretim üyeleri bile, ‘yüksekokulların nasıl bir çöküntü içinde olduğunu’ sürekli gündeme getiriyor.

Hocaların en çok şikayet ettiği konuların başında ise; meslek lisesi mezunlarının meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş yapabilmeleri ve bu uygulamanın mevcut yapıyı olumsuz yönde etkilemesi, geliyor.

Bilindiği gibi meslek lisesi mezunlarının üniversiteye sınavsız girebilmeleri, Yüksek Öğretim Kurulu tarafından eğitimde reform niteliğinde bir gelişme olarak sunulmuştu.

Ancak bu projenin neden olduğu vahim tablo, bu gün yine YÖK tarafından ortaya konuyor.

YÖK’ün geçen yıllarda hazırlamış olduğu bazı raporlar, bu okullardaki durumun vahametini tüm yönleriyle gözler önüne seriyor.

“Meslek yüksekokullarının eğitim kurumu olma özelliğini iyice yitirdiği, ciddi düzeyde disiplinsizlik yaşandığı, bazı derslerde geçer not alan hiç öğrenci bulunmadığı, öğrenciler arasındaki ilişkiye ‘kabalığın’ hakim olduğu” en önemli tespitler arasında yer alıyor. 

Dikkat çekilen diğer bir nokta da sınavsız geçişle sağlanan olanaklar sonucunda meslek liselerindeki eğitim, kültür ve sosyal yönden yeterli olmayan öğrencilerin, bu okulların mevcut durumunu olumsuz yönde etkilemesi.    

  
En çarpıcı bulgulardan biri de üniversitenin bir parçası olarak görülen yüksekokullarda  'dört işlemi dahi' bilmeyen öğrencilerin varlığından söz edilmesi.

Yüksekokullar ile ilgili ortaya konan bu sonuçlar, bu kurumların hızlı bir şekilde yeniden yapılanmaları için alarm veriyor.

Ancak bu konudaki sıkıntılar sadece rapor üzerinde kalıyor ve bu okulları iyileştirme adına doğru düzgün bir girişimde bulunulmuyor. 

Bu sorunları her fırsatta dile getiren fakat olumlu yönde cevap alamayan meslek yüksek okulları yöneticilerinin önerileri mutlaka dikkate alınmalı.

Yüksekokullar açılırken ülke ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalı ve sınavsız geçiş sistemi yeniden düzenlenmeli.

Meslek liseleri bünyesinde yapılan yüksekokul eğitimine son verilerek, yeterli teknik personel imkanı sağlanmalı.

Meslek yüksek okulları artık ‘meslek yüksek lise’ havasından kurtarılmalı.

YÖK ve  Hükümet bu konuda üzerine düşen görevi bir an önce yerine getirmeli.