Get Adobe Flash player


Sevilay YÜKSEL sevilayyuksel@
egitimhabercisi.com
Sınava hazırlanan öğrenciler şimdiden pes ederse…
Üniversite sınavlarına hazırlık için dershaneye giden ve özel ders alan bazı arkadaşlar evde pek ders çalışmıyor. Çünkü kiminin okul dersleri çok ağır kiminin de okul ve dershane arasında mekik dokumaktan canı çıkmış.

Çok yoruldukları için haklı olarak evde değil ders çalışmak test çözmek bile istemiyorlar.

Ancak bu arkadaşlara evde düzenli bir şekilde öğrendikleri konuları tekrarlamadan sınavı kazanmanın zor olduğunu hatırlatmak gerekiyor.   

Evde ders çalıştığınız süre yarım saat de olsa yeni öğrendiğiniz konuları mutlaka her gün gözden geçirmelisiniz.

Sınava hazırlanan birçok öğrencinin ortak hatalarından biri de bilgilerini sorgulamaktan kaçınmaları.

Mesela çözdükleri bir test sonucunda yanlış cevapların neden yanlış çıktığını, boş bırakılan soruların neden boş bırakıldığını hiç incelemiyorlar.

Halbuki çözülen bir test veya deneme sınavından sonra kontrollerini yapıp, bilgi eksiklerini telafi etseler önemli bir gelişme katedecekler.

En önemli ayrıntılardan bir diğeri de dikkatsizlikten dolayı sıkça yapılan hesap hataları.

Sınavda bilgi kadar dikkatin de ölçüldüğünü hatta bazı soruların sadece bunun için düzenlendiğini unutmamak gerekiyor.
 
Ders çalışırken veya bir deneme sınavı çözerken kendinizi disipline etmeniz gereken diğer önemli bir konu da zaman ayarlamasıdır.

Özellikle deneme sınavı çözerken kendinize gerçek sınavdaymış gibi bir ortam hazırlayıp, süre dolana kadar yerinizden kalkmamalısınız.

Zamanı verimli kullanmayı öğrenmek ve buna alışmak, sınav için hayati önem taşıyor.

Sınav bittiğinde daha birçok soruya bakamamış olarak yerinizden kalkmamak ve “Keşke daha çok çalışsaymışım” dememek için bu önerileri kulak ardı etmemekte fayda var.

Tüm bu öneriler hoşunuza gitmeyip canınızı sıksa bile siz yine de uygulamayı ihmal etmeyin.

Kendiniz ve geleceğiniz için. 

Bu ne biçim motive etmek?

Bu arada sınava hazırlık sürecinde birçok evde zaman zaman nedensiz bir gerginlik yaşanıyor.

Özellikle bazı anne-babalar, ‘çocuğum zeki ama çalışmıyor’ yakınmasını sık sık dile getiriyor.

Ve yahut, “Biz okumadık sen üniversiteye gir oku. Adam ol kendini kurtar ”gibi sözlerle çocuklarını gereksiz yere strese sokuyorlar.

Anne-babalar çocuk için yapılan harcamaların karşılığını, çocuktan üniversiteye girerek ödemesini beklememeliler.

Bunun, var olan olağan kaygıyı artırmaktan başka bir işe yaramadığını anlamalılar.

Ebeveynler her şeyden önce çocuklarını iyi tanımalı ve kapasitelerini iyi bilmeliler.

Beklentiler çocuklarının gerçeklerini aşmamalı.

Dershane ile sıkı bir iletişim ise başarıyı olumlu yönde etkiler.

Doğrudan müdahale yerine dershane rehberlik birimlerinden yardım istemek genelde daha iyi sonuç verir.

Anne-baba her koşulda çocuğunun yanında olduğunu ona hissettirmeli ve doğru iletişim kurmalıdır.

“Başarılıysan benim için değerlisin, başarısız olursan değerini kaybedersin ve daha az sevilirsin” gibi mesajlarla çocuğun asla motive edilemeyeceğini akıllarından çıkarmamalılar.


Yayin tarihi:  02/12/2013
Bu haber toplam 3286 defa okunmuştur
Yazarlar
Untitled Document
Kategori haberleri

Copyright © egitimhabercisi.com
2011
 
 
Bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan
ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
27 Mart   11:06