Okullarda bu yıl sabahçı ve öğlenci uygulaması bazı velileri çok zor durumda bıraktı.
Yarım gün uygulamasından en çok mağdur olan öğrenciler ise ana okulunda okuyan öğrenci ve aileleri.
Bakanlığın yayınladığı yönergeye göre, okullar son iki saati kulup vb. etkinlikler ile uzatabilecekler.
Ancak yine de bu saatler çalışan birçok anne ve babanın işine yaramıyor.
Yani MEB bu uygulamalar ile veli ve öğrencileri zor durumda bıraktığı gibi açık açık 'çalışmayın' diyor.
Çünkü bu uygulamalar çalışan anne ve babaları gözardı ederek uygulamaya konuluyor.
Ayrıca yarım gün uygulaması ile özel okulların ekmeğine yağ sürmüş oluyorlar.
Durumu iyi olan aileler çocuklarını bu okullara gönderirken, olan yine devlet okullarında okuyan çocuklara ve ailelerine oluyor.
Bakanlık daha önce de olduğu gibi hiç bir şekilde danışmadan ve araştırmadan, akşamdan sabaha karar verdiği uygulamaları dayatmaya çalışıyor.
Çocukların erken yaşta okula başlaması vb. daha bir çok uygulama da bu şekilde olmadı mı?
Şimdi çocuğunu okula erken yaşta göndermek istemeyen velilerin birçoğu, ya dilekçe yazmak ya da rapor almak zorunda.
Anne-babaların bir çoğu hastane köşelerinde çocukların rapor almaya çalışıyor.
Okulların birinci haftası bitmesine rağmen çocuğunu herhangi bir ana okuluna kaydedemeyen birçok aile bulunuyor.
Öte yandan devlet her yıl olduğu gibi bu yıl da okullara yeterli ödenek gönderemiyor.
Maalefef bu yüzden zorunlu bağış yasak dense de, hala birçok okul öğrenci kayıtlarında bağış istiyor.
Veliler de çocuklarını istedikleri okula kayıt edebilmek için istenen bağışı vermeye çalışıyorlar.
Okulların bu bağışları gerektiği gibi kullanıp kullanmadığını ise kimse bilmiyor.
Çünkü bugün iyi semtlerde olan birçok okulda bile fiziki mekan yetersizliği bulunuyor.
Okulları bir dolaşın tuvaletlerin bile doğru düzgün temizlenmediğini görebilirsiniz.
Çünkü okullarda yeteri kadar görevli bulunamıyor.
Yetkililer ile konuştuğunuzda 'devlet bizi kaderimizle başa başa bırakıyor, bağış istemeye mecbur kalıyoruz, kendi yağımızla kavrulduğumuz için birçok eksiğimiz bulunuyor' diyorlar.
Adrese dayalı kayıt sistemine gelince, mademki her öğrenci kendi semtindeki en yakın okula gidiyor o zaman okul bahçelerinde onca servisin işi ne?
Durumu iyi olan aileler hem bağış yapıyor, hem de en iyi okulların çevresinde kısa süreliğine ev kiralayıp adres gösteriyorlar.
Birçok uygulamanın usulune göre yapılmasını isteyen Bakanlık, nedense onca çarpıklığa hiç ses çıkarmıyor!