Birçok ebeveyn kendileriyle giderlerini kısıtlayarak, çocuklarını üniversitede okutma çabasına girişiyor.
Okulda öğretilen bilgiler ile üniversite sınavında istenilen bir çok bilginin farklı oluşu ise dershaneleri zorunlu hale getirdi.
Artık üniversite sınavını kazanmak dershanelere gitmeden neredeyse imkansız oldu.
Aileler de doğal olarak çocuklarının sınavı kazanabilmesi için dershanelere yöneliyor.
Çocuklarını dershanelere gönderebilmek için onca maddi manevi harcamalarda bulunuyorlar.
Tek başına çözüm değil
Eğitim sistemindeki eksikliklerin bir sonucu olarak ortaya çıkan dershaneler, artık sadece büyük şehirlerde değil, kasabalarda bile kendini göstermeye başladı.
Büyük şehirlerde bulunan büyük küçük bir çok dershane ise hizmet çeşitliliği ve kalitelerini yarıştırarak rekabet ediyor.
Aliler ve öğrenciler de seçenek çok olduğundan, kendileri için en doğru seçimi yapmakta zorlanıyorlar.
Önümüzdeki yıl çocukları üniversite sınavına girecek olan veliler, şimdiden bir dershane arayışına başladı.
Bir çok veli etrafındaki tanıdık dostlarına, çevresine danışarak çocuğunu hangi dershaneye göndermesi gerektiği konusunda fikir almaya çalışıyor.
Gelecek yıl için şimdiden öğrenci bulma telaşına düşen dershanelerin birçoğu da, seviye tespit sınavı yaparak kendi bünyelerine öğrenci çekmeye çalışıyor.
Öğrencilere cazip seçenekler sunan bazı dershaneler, erken kayıtlarda yüksek indirim oranı uygularken, taksit süresini de uzun tutuyorlar.
Seçim aşamasında mutlaka ekonomik koşullar önemli ancak ailelerin diğer bir çok özelliği de göz ardı etmemeleri gerekiyor.
Dershanenin sunacağı ders dışı hizmetler (etüt ve kütüphane hizmetleri vb.) yayınları, rehberlik hizmetleri, deneme sınavları, başarı ve devamsızlık takibi, YGS-LYS başarısı iyi araştırılması gereken konular arasında yer alıyor.
Fakat ailelerin ve öğrencilerin üniversite sınavını kazanmak için, dershaneye gitmenin tek başına bir çözüm olmadığını bilmeleri gerekiyor.
Yani bilgileri eksik olan, ortaöğretimin sonunda öğrenilmesi gereken önemli bilgilerin bir bölümünü öğrenememiş bir öğrenci, çok daha fazla özveri ile çalışması gerektiğini unutmamalı.
Aliler de dershane seçimini önemli kıstaslara dikkat ederek ve iyice araştırarak yapmalıdırlar.
Böyle motive edilmez !
Üniversite sınavı yaklaştıkça bir çok evde nedensiz bir gerginlik yaşanıyor.
Özellikle bazı anne babalar, ‘çocuğum zeki ama çalışmıyor’ yakınmasını sık sık dile getiriyor.
Ve yahut, “Biz okumadık sen üniversiteye gir oku. Adam ol kendini kurtar ” gibi sözlerle çocuklarını gereksiz yere strese sokuyorlar.
Bazı ailelerin de çocuk için yapılan harcamaların karşılığını, çocuktan üniversiteye girerek ödemesini beklemenin, var olan olağan kaygıyı artırmaktan başka bir işe yaramadığını bilmeleri gerekiyor.
Aileler çocuklarını iyi tanımalı ve kapasitelerini iyi bilmeliler.
Beklentiler çocuklarının gerçeklerini aşmamalıdır.
Doğrudan müdahale yerine dershane rehberlik birimlerinden yardım istemek de genelde daha iyi sonuç verir.
Anne-baba her koşulda çocuğunun yanında olduğunu ona hissettirmeli ve doğru iletişim kurmalıdır.
“Başarılıysan benim için değerlisin, başarısız olursan değerini kaybedersin ve daha az sevilirsin” gibi mesajlarla çocuk asla motive edilemez.
Yine anne-baba ve çocuk arasında güven duygusu olmadan yol almanın imkansızolduğu unutulmamalıdır.